14.11.2025 17:58

Türkiye'de sinema alışkanlıkları değişiyor

Dorinsight Kıdemli Proje Müdürü Çağdaş Mert: “Sinema, uzun yıllardır insanların hem sosyalleşme hem de duygusal kaçış alanıydı. Ancak bugün ekonomik koşullar bu deneyimin biçimini yeniden tanımlıyor."

TeklifimGelsin bünyesindeki araştırma şirketi Dorinsight, 14 Kasım Dünya Sinema Günü'ne özel bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırma, artan maliyetler ve dijital platformların etkisiyle sinemanın artık “planlı bir lüks”e dönüştüğünü ortaya koyuyor. Türkiye'de her 10 kişiden 8'i, sinemayı rutin bir etkinlik değil, bütçe planlaması gerektiren bir harcama olarak görürken, eğlence bütçeleri giderek dijital platformlara kayıyor.
 
TeklifimGelsin bünyesindeki araştırma şirketi Dorinsight'ın 18 yaş üstü, farklı sosyo-ekonomik sınıflardan (ABC1C2DE) bin kişiyle gerçekleştirdiği çalışma, Türkiye'de sinemaya gitme alışkanlıklarının ekonomik koşullar karşısında nasıl değiştiğini ortaya koyuyor. Araştırma sonucu, artan fiyatların ve dijital platformların yükselişinin sinemayı birçok kişi için “planlı bir lüks” hâline getirdiğini gösteriyor.

Sinemaya gitmek artık lüks bir deneyim
Araştırma verilerine göre katılımcıların yüzde 34'ü sinemaya gitmeyi lüks tüketim, yüzde 47,5'i “kısmen lüks” olarak tanımlıyor. Bu oran, C2DE gelir grubunda yüzde 80'e, AB grubunda yüzde 52'ye ulaşıyor.

Araştırma sonuçlarına göre her 10 kişiden 8'i, sinemayı rutin bir etkinlikten ziyade planlanması gereken bir harcama kalemi olarak görüyor. Katılımcıların yüzde 61'i bilet ve menü fiyatlarındaki artış nedeniyle sinemaya daha az gittiğini, yalnızca yüzde 9,6'sı sıklığın arttığını belirtiyor. Bu fark, fiyat artışlarının özellikle alt gelir gruplarında sinema katılımını doğrudan etkilediğini ortaya koyuyor.

Dijital platformlar sinemanın yerini alıyor
Verilere göre, katılımcıların yüzde 49'unun dijital platform aboneliğine sahip olduğu görülüyor. Bu oran, AB ve C1 gruplarında yüzde 58'in üzerinde, C2DE grubunda ise yüzde 40 düzeyinde.

Ekonomik koşullar izleme tercihlerini de şekillendiriyor. Her 10 kişiden 7'si, “Evde film izlemeyi tercih etmemin nedeni ekonomik sebepler” ifadesine katılıyor. Üst gelir grubunda oran yüzde 62 iken, alt gelir gruplarında bu oran yüzde 76'ya çıkıyor. Bu tablo, dijital platformların “ekonomik erişilebilirlik” avantajıyla sinemanın doğrudan rakibi hâline geldiğini gösteriyor.

Bütçeler dijitale kaydı, öncelikler değişti
Araştırmaya göre tüketiciler artık eğlence bütçelerini sinema salonlarından dijital platformlara yönlendiriyor. Katılımcıların yüzde 62'si dijital platformlara sinemaya kıyasla daha fazla bütçe ayırdığını, yalnızca yüzde 21,3'lük bir kesimin sinemaya daha fazla harcama yaptığını belirtiyor. Bu dağılım gelir gruplarına göre değişiyor. C2DE grubunun yüzde 71'i, sinemaya gitmek yerine daha uygun maliyetli evde izleme alışkanlıklarını tercih ediyor. AB grubunda yüzde 54'lük bir kesim sinemayı ekonomik açıdan öncelik dışı olarak değerlendiriyor.

Dorinsight verilerine göre dijital platformlar artık yalnızca bir alternatif değil; ekonomik gerekçelerle tercih edilen yeni bir eğlence standardı. Kullanıcıların dijital platformları tercih etme motivasyonları ise geniş içerik seçeneğinden çok, esneklik ve konfor.

Sinema hâlâ duygusal ama artık ekonomik bir gerçekliğe bağlı
Katılımcıların yüzde 44,4'ü filmlerde gördüğü lüks yaşam tarzlarının kendisinde “ben de sahip olmalıyım” hissi uyandırdığını, yüzde 34,1'i de bu etkiyi “kısmen” yaşadığını ifade ediyor. Bu oran, AB grubunda yüzde 57'ye, C2DE'de yüzde 39'a kadar değişiyor. Sinema, yalnızca bir eğlence alanı değil; ekonomik beklentilerin ve tüketim arzularının da aynası olarak görülüyor.

Katılımcılardan yüzde 60'ı, filmlerde gördükleri ve etkilendikleri ürünleri almaya eğilimli olduklarını belirtiyor. Bu ürün ve hizmetler için ek finansman kullanmaya da hazır olduklarını ifade eden katılımcıların yüzde 25'i dizi ve filmlerdeki lüks yaşam tarzı ya da etkili ürünler için kredi kullanabileceklerini söylüyor.

Finans ve borsa konulu dizi ve filmler, özellikle AB grubunun yatırım ilgisini artırıyor. Bu gruptaki katılımcıların yüzde 57'si, bu tür yapımları izledikten sonra yatırıma olan ilgilerinin arttığını belirtiyor. Borç ya da iflas temalı filmler ise ailelerin finansal farkındalığını etkiliyor. Katılımcıların yüzde 60'ı, bu tür yapımları izledikten sonra kendi bütçe planlamalarını gözden geçirdiklerini ifade ediyor.

“Eğlence tercihlerinde fiyat, erişim ve sürdürülebilirlik ön plana çıkıyor”
Araştırma sonucunu yorumlayan Dorinsight Kıdemli Proje Müdürü Çağdaş Mert, “Sinema, uzun yıllardır insanların hem sosyalleşme hem de duygusal kaçış alanıydı. Ancak bugün ekonomik koşullar bu deneyimin biçimini yeniden tanımlıyor. Artan yaşam maliyetleriyle birlikte, tüketiciler artık kültürel harcamalarında daha rasyonel davranıyor; eğlence tercihlerinde fiyat, erişim ve sürdürülebilirlik gibi kriterler ön plana çıkıyor. Araştırmamızda görüyoruz ki gelir seviyesi fark etmeksizin sinemaya gitmek artık planlı bir karar hâline geldi. Özellikle C2DE grubunda sinemaya gitmek bir 'lüks aktiviteye' dönüşürken, AB grubunda bile bu davranış 'maliyet-fayda' denklemine göre şekilleniyor. Dijital platformlar bu noktada yalnızca bir alternatif değil, ekonomik anlamda 'kontrollü tüketim biçimi' olarak konumlanıyor. İnsanlar aylık sabit üyelik ücretini, belirsiz sinema harcamasına tercih ediyor. Bu da bize eğlence ekonomisinin, artık 'erişilebilirlik' kavramı etrafında yeniden tanımlandığını gösteriyor. Sinema salonları toplumun duygusal belleğinde yerini korusa da tüketici davranışındaki dönüşüm çok açık: Fiyat baskısı arttıkça, kültürel tüketim deneyimi daha bireysel, daha hesaplı ve dijital eksenli bir hale geliyor” dedi.

Yorumlar

Yorumunuz alındı!

Yorumunuz başarıyla kaydedilmiştir ve onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

İsim gerekli!

Mesajınızı yazınız!

Henüz yorum yapılmamıştır.