Bülent BİRİCİK

22.08.2019 11:08

Araf’taki Medya…

Gazeteler son yıllarda ülkemizde ve dünyada hızla okuyucu yitirmeye devam ediyor. Dünya medyasına göz atıldığında ne tam anlamıyla dijitalleşmenin gerçekleştiğini, ne de geleneksel medyanın tam anlamıyla hâkimiyetini yitirdiğini görüyoruz. Deyim yerindeyse medya Araf’ta bulunuyor.

Ancak Avrupa’da ve ABD’de Araf’ı çoktan geçen birçok gazete mevcut… New York Times, Wall Street Journal, Washington Post, Financial Times, The Times, Daily Telegraph gibi gazeteler bugün dijitale hızla ayak uydurmaları sayesinde hem gelirlerini artırmayı hem de ana gazetelerini ayakta tutmayı başarmış durumdalar.

Ülkemizde ise bu tür başarılı örneklere rastlamak güç… Hürriyet, Milliyet, Sabah ve Habertürk gibi gazeteler dijitalde başarılı olurken bu kez kendilerini var eden ve onlara ağabeylik yapan basılı gazeteleri ayakta kalmakta güçlük çekiyor. Tirajlar bunun en iyi ispatı… Ağustos 2019 itibariyle Hürriyet’in tirajı 212 bin, Milliyet’in 125 bin, Sabah’ın ise 260 bin civarında bulunuyor. Gazetesini 1 yıl önce kapatan Habertürk ise yoluna artık dijitalde devam ediyor.

Dünyadaki dijital dönüşüm kuşkusuz medyanın yerleşik düzenini altüst etmiş bulunuyor. Mobil telefonlar ve internet her geçen gün yaşamımızı sarıp sarmalarken, gazeteler ise hızla “geçmiş alışkanlıklarımızı çağrıştıran simgeler” haline dönüşüyor. İçinde bulunduğumuz dijital çağ, interneti “modern yaşamın gereği”, gazeteleri de “eskimiş bir alışkanlık” olarak algılamamıza neden oluyor. Alışkanlıklarımız ve hayata bakışımız öylesine hızlı dönüşüyor ki, gazete okuyanı gördüğümüzde şaşırdığımız bir dönem yaşıyoruz.

Bu değişim, kuşkusuz son 30 yılda tüm dünyayı etkileyen, yeniliklere imza atan dijital cihaz üreticileri, GSM firmaları ve internet sağlayıcılarının eseri… Yayıncılar ise daha çok işin “teknolojiyi tatbik eden” kısmında yer alıyor.

Geçmiş yıllarda, dünyadaki başarılı gazetelerin internetten para kazanma yollarını arayıp bulduğunu, ancak aynı dönemde ülkemizdeki gazetelerin bu konuda farkındalıklarının bile oluşmadığını görüyoruz. Özellikle 2000’li yılların başlarında dünyada internet haberciliği ön plana çıkarken, ülkemizde ise bu yıllarda gazetelerin “adet yerini bulsun” tarzında açtığı internet sitelerinin olduğunu görüyoruz.

Dijitalde başarılı olan yayınlar bu alanda gerekli hukuki altyapılarını yıllar önce oluşturup dijital haberciler istihdam etmeye başlamışken, bizde ise dijital yayıncılık alanında çalışanlar gazeteci bile sayılmıyor.

Okuyucuların gelenekseli terk edip internet medyasına kaydığı döneme hazırlıksız yakalanan yazılı medyamızın, halen içinde bulunduğumuz mobil internet çağında inovatif fikirlere kapı aralayıp aralamayacakları şimdilik meçhul… Lakin mobil internet çağında geliştirecekleri yeni gelir modelleri, dijitalden kazanıp gelenekseli ayakta tutabilmeleri dünya medyası adına ümit vadediyor.

Zira New York Times, Wall Street Journal, Washington Post, Financial Times, The Times, Daily Telegraph örnekleri bize bunu gösteriyor. Önde saygın haberciliği ile yer edinmiş bir ağabey gazete, onun çatısı altında ise dijitalden kazanç sağlayan farklı medya organları…
Dünya ve Türkiye medyasının fotoğrafını çektiğimizde durum bu şekilde…

Kısacası karşımıza ne tam olarak dijitale dönüşmüş, ne de geleneksele sırtını dönmüş bir medya çıkıyor.

Dünyada ve ülkemizde gazeteler şu anda hem tiraj ve reklam gelirleriyle hem de dijital yayınlardan elde ettikleri kazançlarla ayakta kalmaya çalışıyor. Dünyada tiraj ve reklam gelirleriyle ayakta kalmayı başarabilen gazeteler varsa da ülkemizde bunun çok mümkün olmadığı açıkça görülebiliyor. Hatta kimi gazeteler dijitalden elde edilen gelirlerle sübvanse ediliyorlar.

Bu durum ne zamana dek sürer bilinmiyor. Ancak yaşanan gelişmeler gazeteciliğin tamamen mobile entegre edileceği günlerin çok uzak olmadığını gösteriyor.

Yorumlar

Yorumunuz alındı!

Yorumunuz başarıyla kaydedilmiştir ve onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

İsim gerekli!

Mesajınızı yazınız!

Henüz yorum yapılmamıştır.