
Hüseyin MOVİT
14.12.2015 10:41Genç Medyacılara Yol Haritası (253-2)
KARARI SİZ VERİN...
Elazığlı Sırrı Er, Twitter'da Muhammer Karaca'ya, benim için "Kendisini tanımam, 16 yıldır bana hakaret ediyor" diye tvit atıyor.
Ben kendisini uyarıyorum, yazılarımda "hakaret" varsa Adliye Sarayı Çağlayan'da. Suçum varsa "Adaletin (Şeriatın) kestiği parmak acımaz" derim karara saygı duyarım.
Beni tanımıyormuş. Moral Radyo'da görevliyken programına telefonla kim katıldı? Adama dinletirim.
Konuşmanın parolası İETT'nin otobüs durağının adı olan "Capitol"dur.
Peki "Capitol" ne demektir? ABD Washington DC'de bulunan Amerikan Kongre Binası'nın adıdır ve Amerika Birleşi Devletleri'nin yönetimini yürüten ABD Kongresi'nin ikamet yeridir.
Programda ben, bu durağın adının değiştirilmesini istemişim. Bütün suçum bu. Ondan sonra Elazığlı Sırrı Er, telefonlarıma çıkmaz iletilerime cevap vermez oldu. Ona her türlü cevap hakkını vereceğimi belirttiğim hâlde.
Aslında köftehor beni, "9. Kanal"a konuk olduğum yıldan (1998) beri tanır. Nazım Oktar'ın programına ben mi katıldım yoksa Urfalı Babi mi? Olaya Mesut Mertcan da şahittir, Nazım Oktar da.
Bütün bunları anlatmamın sebebi, aşırmacının bugün Facebook'ta yayımlanan cümlesi:
"Dinlene dinlene gitmek, koşup da kesilmekten iyidir.."
Yine kendi ifadesiymiş gibi kaynak belirtmemiş.
Aşırmacı yine emek hırsızlığı yapıyor. Neden cümlenin kaynağını belirtmez? "Yahu adamın biri benim aşırmacılığımı takip ediyor, bari bundan sonra eline koz vermeyeyim." der değil mi Elazığlı Sırrı Er"in "kadim" ("Kadiim" şeklinde seslendirilir. "Uzman diksiyoncu" bu kelimeyi de seslendiremiyor.) dostları.
İşte aşırmacının daldığı sitelerdeki Vedat Özcan'ın kitabı: Hikâyelerle Karakter Eğitimi.
Kitabı okuyunca aşırmacının karakteri hakkında bilgi sahibi olacak mıyız acaba?
YORUMCUYA YİNE CEVAP YOK.
Aşırmacı Elazığlı Sırrı Er, nereden bulduysa Abraham Linknl'un bir sözünü Face'e yapıştırmış:
"Allah bizim yanımızda mı, bilmiyorum; biz O'nun yanında mıyız, onu merak ediyorum. A.Lincoln" (www.facebook.com, 14.01.2015)
Zeynep Akay soruyor: "İlk cümlesi itikadımıza aykırı gibi geldi acizane..."
Sırrı'da yine şafak atıyor. Öyle ya, itikadımıza göre Cenab-ı Allah her yerdedir.
Yarım hoca dinden edermiş. Bizimki yüzde bir bile değil. "On olmaya
dokuz eksik" lafını köftehor için 100 olmaya 99 var diyelim mi?
SAYIN OKURLARA ZORUNLU BİR AÇIKLAMA
Tam 16 yıldır yaptığı yanlışlar ve intihaller konusunda peşinde olduğumuz ve eleştirdiğimiz uzman aşırmacı Elazığlı Sırrı Er ile ilgili yaptığıımız eleştiriler üzerine, Ankaralı olduğunu belirten Sayın Sırrı Er'den bir ileti aldık.
Sizlerle paylaşıyorum:
"Selam ile...
Bahsettiğiniz Sırrı Er ben değilim; adımız ve soyadımız aynı. Ben Ankara Polis Koleji'nde uzman edebiyat öğretmeniyim. (32 yıl) Yazılarınızı takip ediyorum ve okudukça utanıyorum. Neden mi? Öğrencilerim, arkadaşlarım ve akrabalarım o şahsı ben sanarlar diye.
Çünkü ben de eğitimci-yazarım. Yayımlanmış yirmi civarında kitabım var. Ekte özgeçmişimi gönderiyorum; Bu vesileyle tanışmış oluruz...
Sizden bir ricam olacak: O şahısla beni karıştırmamaları için suçladığınız kişinin ben olmadığımı birkaç cümleyle belirtirseniz memnun olurum.
Selam ve saygılar sunarım.
Ankaralı Sırrı Er"
AT MARTİNİ DEBRELİ ÖZAY ERAD
Özay Erad, Edirneli ciğer tavacıların gözbebeği acı biberler hakkında tarladan haberler veriyor görüntüler eşliğinde.
Bizim haberciler atmayı pek sever hem de desteksiz. Kimi 15.000 kişilik iftar davetinden, kimi de Sarıyer Balık Festivali'nde dağıtılan 20 ton hamsi tavadan bahseder.
Özay Erad da kuralı bozmuyor ve Edirne Karaağaç'ta üretilen 450-500 bin ton acı biberden bahsediyor. (Kanal D, 02.09.2015/19.40)
Tüm Türkiye'nin sekiz aylık sebze ihracatının 676.786.186 kilodur. (www.akib.org.tr)
Karaağaç'ta 4.353 kişi oturduğuna göre, kişi başına üretim 450.000: 4353= 103,376 tondur. Bir kişi 103 ton biber üretmiş.
Bizdeki Meşhedi Cafer'ler çoğalıyor.
Özay Erad'ın da desteksiz attığı gün gibi ortada.
USTAMIZDAN
Uygar dünyanın hiçbir yerinde ciddi bir gazete, Başbakanın ağzından çıkmış bile olsa sütunlarında imla ve gramer yanlışlarına yer vermez
Şiar Yalçın, Yeni Yüzyıl, 24.06.1996
MÜGECE
Müge Anlı, atv, 03.12.2015/12.22: "Çok ben bu hayata bakmıyorum."
Tercümesi: "Ben bu hayata çok bakmıyorum."
MÜGECE
Müge Anlı, atv, 08.12.2015/11.18: "Adli Tıpa gidelim, Adli Tıpa da bakalım."
Tercümesi: "Adli Tıbba gidelim, Adli Tıbba da bakalım."
YORUMSUZ
"Bu yiyeceklerin tarihi geçene kadar niye geçsinler.".
(Hülya Afşar, atv, 25.07.2004/1.10)
KIVIR ALİ HAYDAR KIVIR
Dışarıda kızlarla konuşarak buluşup konuşan Ali Haydar, Fransadan gelen Esra'yı iki gün oyalayıp reddediyor.
Zonguldak'ta Ceyda ile buluşmuş, durum anlaşılınca hiç de renk vermiyor.
Ret sebepleri eften püften. Hatalıyım demekle bu işler bitmiyor.
Genç bir kızın gururuyla oynamak. hisleriyle oynamak
Neymiş, son mesajı çekmiş Ceyda'ya. (atv, 08.12.2015)
ALAVERE SATIŞ
Ziver Sargınalp (Kanal D) Giresun'da bir fındık üreticiyle sorunları konuşuyor. Üreticinin şikâyeti "alavere" satışlar.
Muhabirimiz hayatında "alivre satış"ten haberi olmadığı için hatalı ifadeyi tekrarlıyor. (05.05.2015)
Alivre: "Önceden satış" (Ürünün dalındayken satışı)
Alavere: "Bir şeyin elden ele geçmesi"
BULUŞMAYA ÇALIŞIYORLARMIŞ
Esra Erol'un şutladıklarından Hanife ve Umut, tiyatroculuk dersleri almış Zühal Topal'ın elinde rollerini gayet iyi oynuyorlar.
Esra Abla'sının proğramında dört kişiye kancayı taktıktan sonra Umut'ta karar kılan ve Umut'tan umudunu kesmeyen Hanife, bir jöndamda olması gereken bütün artistik maharetini ortaya koyuyor.
20 yaşındaki haspada abartılı takma kirpikleri fondötenle sıvanmış sivilceli yüzüyle ne rol kesmeler ne rol kesmeler.
Elia Kazan'ın Actors Studio'sundan mezun olanlar onun yanında piyade kalır. (FOX TV, 04.12.2015)
HEle bir final var ki...
Aşk yok, nefretimsi durumlar ve locada yeni talipler beklemelere devam.
YALNIZ BÖLGE MUHABİRLERİ Mİ?
Bazı haber ajanslarının bölge muhabirleri Türkçe sınavına girse kesin çakar. Buna ağız şive, patua demek mümkün mü? Eğilimlerini konuşmalarından anlıyorsunuz. Oysa Atina'dan haber veren iki isim Yorgo Kırbaki ile Stelyo Berberakis'e bakıyorsunuz gerçek Türkçe'yi kullanıyorlar. Bunlar İstanbul çocuğu. Yıllar yılı kendilerini özellikle eğitmeyenlere ne demeli? Kararı siz verin.(Burhan Ayeri, Akşam, 26.06.2011)
BUGÜN TÜRKÇE İÇİN NE YAPTINIZ?
Not: Eleştirilen kişiler, cevap hakkını kullanabilirler...
Saygılarımla,
Hüseyin Movit
Türkçe Gönüllüleri-Dil İzleme Grubu Kurucu Başkanı/Eleştirmen
www.ignelifici.com
www.delikanlisozluk.com
Yorumlar
Yorumunuz alındı!
Yorumunuz başarıyla kaydedilmiştir ve onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.