
Halef R. VAYIS
22.07.2015 12:11Hem büyük hem de küçük biraderler iş başında…
George Orwell’in “Büyük Birader (big brother)” lafını ortaya attığından bu yana tam 66 yıl geçmiş.
Orwell bu kavramı, 1949 yılında yayınlanan 1984 adlı distopik romanında dile getirmişti ilk kez.
Gelecekte, totaliter ve merkezi tek partinin yönetiminde korku, propaganda ve beyin yıkama ile halkın ve hayatın manipüle edileceğini iddia ediyordu yazar kitabında.
“Büyük Birader” diye adlandırdığı bir varlığın, herkesin yaşamını kontrol edeceğini öne sürüyordu.
Big Brother, “yönetimi ele geçiren ve bırakmak istemeyen, kapitalist sistemin ileri demokrasi savunucusu yöneticilerinin, mikro kameralar ve dinleme sistemleriyle toplumdaki insanların yaşamlarını sürekli gözetlemesi, onları cezalandırması, istediği gibi yönlendirilmesi ve kendi kurduğu kurallara karşı çıkanları izole etmesi” anlamında kavramlaştırılmıştı.
Gelişmelere bakılırsa, haksız çıkmış sayılmaz.
Bugün dünyadaki çoğu büyük şehirde, AVM’lerin, caddelerin, kamuya açık mekanların, tüm önemli merkezlerin ve kavşakların, 24 saat boyunca kayıt altında olduğunu biliyoruz.
Washington polisi, ABD'nin en büyük kamera ağını oluşturdu. Her yer; metro, okullar, trafiğin yoğun olduğu bölgeler, alışveriş merkezleri, sokaklar, sürekli dijital kameralarla izleniyor.
Amerikan istihbaratının tüm dünyada yüz milyonlarca kişiyi izlemek için özel bir program geliştirdiğine dair belgelerin, eski CIA ajanı Edward Snowden tarafından önceki yıl ortaya çıkarılması, Başkan Barack Obama’yı hayli zora sokmuştu.
ABD’nin telefon şebekelerini, Google, Facebook gibi internet devlerini kullanarak yüz milyonlarca kişiyi izleyebildiğinin ortaya konması, özellikle politikacılar ve devlet liderleri arasında izdiham yaratmıştı.
29 yaşındaki Snowden’ın ortaya çıkardığı bu skandal, teknolojinin mertliği nasıl bozduğunun, bu güne kadarki en belirgin işaretiydi.
Küçük biraderler de iş başında…
Yakın tarihte komplo teorileri çok revaçta. Teknoloji devleri de bu teorileri destekleyecek ürünleri peş peşe sürüyor, insanlığın günlük kullanıma…
Ses kullanımıyla kontrol edilen TV’ler, akıllı telefonlar; göz hareketlerimizle yönlenen elektronik gözlükler; kolumuza taktığımız elektronik saatler; navigasyonlar ve sensörlerle donatılmış ve kendi kendini kontrol eden yeni nesil otomobiller, hayatımızda birer birer rol almaya başladı.
Amerika’nın telefon ve internet sağlayıcılarından Verizon’un başvurup aldığı yeni bir patentte, hedeflenen reklam sistemleri ve metotlar ise tam da Orwell’in endişelerini depreştirecek cinsten.
Patenti alınan sistem ve metotlardan biri, televizyondaki çeşitli programları ve reklam arasını gözleyerek izleyicilerin hareketlerini hafızaya almak ve kişiye uygun reklamlar yayınlamak.
Bu, evdeki cihazımızın bizi gözetlemesi ve hakkımızda rapor tutması, güncel deyimiyle bizi fişlemesi anlamına geliyor…
Hem de kendi rızamızla…
https://twitter.com/HalefRVayis
Yorumlar
Yorumunuz alındı!
Yorumunuz başarıyla kaydedilmiştir ve onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.